A Ä° L E M (EkÅŸioÄŸlu)
Dedem(Şevket BAŞARAN)1318(1902)yılında doğmuş, 1413(1997) yılında vefat etmiştir. GürcüBabası Osman EKŞİOĞLU Tahminen 1282 (1870)doğmuş, tahminen 1352(1940) yılında vefat etmiştir. Annesinin adı ZEYCAN Dedemin babası18 yaşlarında Artvin ili Murgul ilçesi Korucular Köyünden1877-78 yıllarında yaşanan Osmanlı - Rus harbinde (93 harbide denmekte) Osmanlının mağlup olmasından sonra Rusların Artvin i işgal etmesiyle Rusların hakimiyetinde yaşamamak için göç etmek zorunda kalmışve ilk önce Adapazarı"na oradan Hendek"e oradan da şimdi köyümüz olan Gül dibi ( Gürcüce adı GEVLİ)Köyü"ne yerleşmiştir. Artvin de de ormanlık ve yüksek yerlerde yaşama kültüründen dolayı burada da orman dibinde yeşillikler içinde ve şehirden yüksek olma özelliği bulunan bu araziyi seçmiştir.
Baba Annem Safiye BAŞARAN1326(1910) yılında Hüseyin şeyh köyünde dünyaya gelmiş Çetin Ailesinin kızıdır.31.01.1990 yılında vefat etmiştir.

Resim:Baba annem,Ben ve Dedem

1997 Yılında depremde hasar görüp yıktığımız tarihi evimiz.
Dedem ve babaanneciğimhepsi bir birinden akıllı zeki altın gibi çocuklar yetiştirmişlerdir;
1-Nazmiye DEMÄ°REL 2-Rabia DURAN 3-Nezaket ZANDO 4-Nevzat BAÅžARAN 5-Sevdiye CESUR
Canım dedemi ve baba annemi anlatmaya güçüm yetmez ama dilimin döndüğü aklımın yettiği kadaranlatmaya çalışacağım. Dedem ve Baba annem, çocukluğum ,gençlik ve hayatımın her safhasında sanki hep benimleydiler. Sevgili dedemi ve baba annemi anlatırken boğazımda düğümlenir kelimeler.. Aklıma geldiği, onlardan bahsettiğim her zaman gözlerim dolar ve hüzünlenirim nedense. Yazarken bile aynı duygular içerisindeyim. Dedeciğimin ve baba annem benim hayatımdaki örnek alacağım en önemli insanlardır.Dedem ve babaannem aralarında ne kadar tartış salarda bir birlerini çok severler hayatları boyunca birbirlerine karşı saygıları sevgileri vardı aşıktılar. *
Dedeciğim Pamuk gibi beyaz saçları,hafif sakalı,uzun boyu,normal kilosu,gülen gözleri, gülüşü, bazen iki elinin arkadan bağlıyarak yürüyüşü,duruşu iki elini başına destek olup ocağın başına uzanışı ve sohbeti ile şahsiyeti mükemmel bir insandır. Babamı ve bizleri çok sever adeta torunları için yaşardı.Dedem güzel giyinmeyi çok severdi.çarşıya ve bir yere giderken giyimine çok özen gösterirdi başındaki fötr şapkasının güzelliği başkaydı.Lacivert takım elbisesi beyaz gömleği ,boyanmış siyah ayakkabıları ve füme rengi fötr ile gördüğümde adeta ışık saçıyordu dedeciğim.
* Baba annem çok akıllı bir kadındı, işini bilirdi, Ömrü çalışmakla geçti dersek abartmış olmayız. Baba annem zayıf ,yüzü insana huzur verirdi,orta boylu,kimsenin arkasından konuşmayan dedikodu nedir bilmez sadece kendi işinde gücünde çok iyi bir insandı.Vefakardı, babamı ve bizleri çok severdi. Adeta bizler için yaşardı
Herkesin babaannesi özeldir ama benim babaannem biraz da farklı galiba, bazen keşke biraz ona çekmiş olsam diye düşünürüm. Sevgili dedemi ve Sevgili babaannemi en iyi anlatacak, ÇALIŞMAK İBADETİN YARISIDIR. Ata sözü dür. Sevgili Dedemi ve baba annemi canımdan çok severdim çocukluğum her şeyim bütün hayatım Dedemin ve baba annemin sevgisiyle geçti.Sevgili dedeciğim sevgili baba anneciğim herkese örnek olacak insanlardı akıllı, çalışkan ve ailesine çok bağlıydılar. Dedem ve babaannem benim için çok şey ifade ederler ,muzurluk yapmışsan sığınacak bir güç,her zaman hoşgörü ve affetme, kimi zaman şımartılma ve naza çekilme,kimi zaman oyuncak,hediye ve oyun kapısı ama her zaman için bir güven ve gurur kaynağıydı.
Dedem ve babaannem yetmiş yaşının üzerinde bulunmasına rağmen,dinç,işten güçten kopmamış adeta baharın gelmesi ile birlikte hayata sımsıkı sarılırlar sağlıklı ve mutlu yaşamanın sırrının çalışmak olduğunu her zaman çalışkanlığıyla belli ederlerdi. Gönlümde öyle bir yere taht kurmuşlar ki her zaman her yerde duygularımda yüreğimde hep sevgi ile yaşadılar yaşayacaklardır. Dedemin ve baba annemin bana çok emekleri vardır. Babamı beni torunlarını canından çok severlerdi. Çalışmanın sembolüydüler.Dedem bana çalışmanın insan hayatında çok önemli olduğu başarı ve mutluluğun temelinin çalışmak olduğunu hep söylerdi.
Dedem çok zeki insan olduÄŸunu kendisini dinlerken hissederdim.Ä°lk okula gitmediÄŸi halde mükemmele yakın okuma yazmayı bilirdi, dedeciÄŸime okuma yazmayı nasıl öğrendiÄŸini sorduÄŸumda, kendisinin okuma yazmaya çok istekli olduÄŸundan sadece kendi çabalarıyla büyük mücadele ile okuma yazma öğrendiÄŸini ve okuma yazmayı öğrendiÄŸi için çok mutlu olduÄŸunu söylerdi.Ben Köyde Ä°lk Okula öğrencisiyken 1970-1971 yıllarında Köyümüzde gazete okuma alışkanlığı olmadığı halde dedem her çarşıdan geliÅŸinde ceketinin dış cebinde bir gazetesi (Cumhuriyet gazetesi) olurdu. DedeciÄŸim çok akıllı ve zeki olduÄŸu kadar çok ileri görüşlüydü. Çocuklarını okutmak istediÄŸi halde o günün ÅŸartlarını göre ve imkansızlıklar yüzünden okutamadığı için çok üzülürdü. EÄŸitimin çok önemli olduÄŸunu söyler ve torunlarının okumasını çok arzu ederdi ve eÄŸitimin en büyük zenginlik olduÄŸunu her zaman ifade ederek,ticaretin önemini de vurgulardı. Dedem tarlaların nasıl aldığını nasıl çalıştığını Adapazarı’nda evin arsasının ve köydeki arsa ve tarlaların nasıl aldığını anlatmasını çok severdi. Beklide bizlere ders olması için anlatma gereÄŸini duyar çalışmanın önemini vurgulamak için anlatırdı.
Bizlerin iyi okullarda okumaları ve iyi eğitim almamız ve daha iyi yetişmemiz için şimdiki oturduğumuz evin arsasını babamla birlikte satın alıp ev yapmışlardır.
Dedemin çocukluğu ve gençliği yokluklar içinde geçmiş,evlendiklerinde de yokluk içinde imişler ama çocukları olduktan sonra kendileri çocukları ile çokaz toprakları olmasına rağmen el ele verip çalışarak köyün en çok tarlaları olan ve ekonomik olarak çok güçlü bir aileleri arasında yeralmıştır.
Çocukluk ve gençlik hayatım dedemle geçti.Çiftçilik hayatında dedeme hep yardım ederdim Öküzlerle tarlada çift sürmek, ekin ekmek ,odun getirmek için ormana gitmek, harmanda öküzlerle harman yapmak,buğday biçmek,ot biçmek,tütün dikmek ve o yıllarda köyümüzün yoları pek iyi olmadığından harman makinesi ancak Şevketiye Mahallesinekadar gelip saat karşılığı bedelle kiraladığımız buğday makinesiyle Buğday harmanını orda yapardık daha sonraÖküz arabasıyla sabah ve öğlen olmak üzere günde iki defa saman yükleyip samanları taşımak harmana dökmek gibi buna benzer işlerinhepsinde dedeciğime yardım ederdim.Dedem işinde çok titiz bir insandı yaptığı işi ne olursa olsun düzgün yapardı.
Öküz arabası tekerleğini, balta ve kazma sapını ve öküz arabasını dedem çok mükemmel şekilde özenle dikkatli ve yavaşça yapardı adeta özenirdi.Dedeciğimin çocukluğumda bana kayak arabasını yapıp evimizin bahçesinde arabamla kaymayı hiç unutamam. 1974 yılında babam Fort 300 markalı traktör aldı böylece Öküzlerle yaptığımız işi Traktörle yapmaya başladık.Traktör adata evimize yeni teknoloji olarak güneş gibi doğmuştu. Ekonomik olarak kalkınmazda olsun rahatlık olsun her turlu imkanlar sağlamıştı bazen bir taksi gibi kullanırdık.Hendeğe traktörle gidip gelirdik.Traktör sayesinde yeni bir çağı yakalamıştık. Dedem ile Babaannem bahçede çalışırlarken araların tatlıca sevgi ile tartışırlardı birbiri ile kızar ve hemen barışırlardı. Dedemin ve babaannemin mutlu huzurlu sağlıklı bir yaşamları vardı.
DedeciÄŸimi babaannemi çok seviyordum adeta onlara aşıktım tapıyordum benim içinçok deÄŸerliydiler.Benim sevgi dolu koca çınarımdılar. Dedem ve babaannem tam bir “eski toprak” idi.
O tarihlerde köyümüzden şehir merkezine araba yolu yoktu. Şevketiye Mahallesine kadar yürünürdü.Dedem özgür ruhlu bir adamdı... Aklının kabul etmediği hiçbir kurala evet demezdi. Dedeciğim ve Babaanneciğim,Benim için sevginin ilk tadıldığı kaynak, Sığındığım, içinde büyüdüğüm sevgi limanımdılar. Şefkatiyle her zaman sarmalandığımı hissederdim. Sanki Tüm dünyalarını benim üzerime kurmuşlardı. Her zaman koruyanım, kollayanımdı Dedem ve babaannem. Adeta üstüme titrerlerdi. Dedem ve Babaannemin yatağında büyüdüm. Doğduğum ev vefatlarına kadar dedem ve babaannemle birlikte yaşadığımız evdi. Evde aile büyükleri ile birlikte yaşamak çok büyük bir şans. İnsana manevi yönden çok değerler kazandırıyor Çocukken süper kahraman olmayı kurduğum kireç badanalı, tahta duvarlı, gıcırdayan divanlı odamda Camı, ceviz ağacından bir artıyla dörde bölünmüş sürgülü penceresi o eski tarihi evimiz. Evimiz, pencere pervazlarının alt yanına kadar taş, üst yanı kerpiçtendi. Oturma odamızda (biz ona büyük oda derdik) ocağı ilebirlikte üst köşede boydan boya bir sedir vardı, tahtaları ardıçtı;üstüne el örmesi halılarminderler seriliydi,en üste de kalın yün döşekler. Çocukluğumun ve gençliğimin geçtiği köyümüzdeki eski tahtalı evimiz 1999 yılında depremde hasar gördüğünden yıkmak zorunda kaldık. Öylesine çok özledim ki Dedemi Babaannemi ve köydeki eski yıktığımız tarihi evimizi.Sabah kuş sesleriyle uyanıp camları açtığımda mis gibi ormandan gelen kokuyu,o tertemiz havayı solumayı çok isterdim.Kahvaltımı tarhana çorbasıyla yaptıktan sonra kırlarda,ormanda dolaşmayı yorulduğumda bir çınarın gölgesinde dinlenmeyi,susağımda dere kenarında eğilip avuçlarımla kana kana su içmeyi,karnımın acıktığında elime bir kaç yufka ekmeği alıp bostandan taze taze domates koparıp oracıkta yemeyi ne kadar çok isterdim anlatamam.
Ben Dedemi, Babaannemi, köyümü, köydeki evimi, o yemyeşil doğasını çok özledim...
DEDECİĞİM VE BABA ANNECİĞİME
Yine yoksunuz dedem babaannem
Sizsiz geçen bir yıl daha,
Sizinolmadığın bir gün daha.
Hep ağıtlar söylendi bu günde,
Kuran'lar okundu
Gene gözyaşı döküldü,
Yine acı hissedildi yüreğimizde.
Kim bilir ne zaman
Diner bu acı?
Kim bilir ne zaman söner
Bu yüreğimizdeki yangın?
Belki de hiç dede! Nine!
Bizi bırakıp gittiğiniz günü
Dün gibi hatırlıyorum.
Zaten hiç aklımdan çıkmıyorsun ki...
Sevgim hiç eksilmiyor ki...
Günden güne çoğalıyor,
Özlemim hiç azalmıyor ki...
Gün geçtikçe,
Yıllar bittikçe,
Hep iki katına çıkıyor.
Kafamı her yastığa koyduğumda,
Her gözümü kapadığımda
Siz geliyorsun aklıma.
Ondan sonra dua'larım başlıyor.
Sizi yüreğimde hissediyorum dede! Nine!
Belki beni görüyorsunuzdur,
Eminim ki görüyorsunuzdur.
Biliyorum duyuyorsunuz beni
Mutlaka duymalısın dede.nine!
Ben sizi göremiyor ve duyamıyorum.
Bari sizgörün ve duyun
Evet dede! Nine!
Sizin özlemin bir kat daha arttı,
Bir kat daha göz yaşı döküldü,
Bir yıl daha uzaklaştınız bizden ,
Tek sığındığım insandınız!
Ä°nÅŸallah huzurlusundur dede!Nine!
Yattığınız yerde rahatsınızdır!
Åžunu unutma dede! Nine!
Bu dünyada hep yanımdasınız,
Yüreğim ve kalbimde yaşıyorsunuz.
Sizin sevginiz ve özlemim Öyle sardı ki yüreğimi...
Bununla yaşamak çok zor.
Ama öğrendim dede! Nine
Tek bilmen gereken ÅŸey;
Sizi çok sevdiğim!!!!
Rahmetli,Canım Dedeciğime, canım Babaanneciğime;
Yüce Allah’tan rahim sıfatıyla ahir ette ve ebedî hayatta mevki vermesini diler, bizlerin de bir nebze dedem ve babaannemin hayatından örnek alarak bu dünyada gidiÅŸimizi düzenlememiz gerektiÄŸini hisseder, geride kalanlara sabır tavsiye ederim. Allah mekanınızı cennet etsin.
BÄ°RÄ°CÄ°K TORUNUZ ZAFER
CANIM BABACIÄžIM
Dedemim ve babaannemin yetiştirdikleri oğlu babam (Nevzat BAŞARAN) var benim; kimsenin önünde eğilmemiş, gururuyla çocukları için çalışmış canım babam. Bizim atardamarımız ,evimizin direği, her şeyi,hayallerimizde hepvar olan Adını söylerken içimizin titrediği ailemizin gökyüzümüzün en parlak yıldızımız canım babacığımız. İnsan babanın kıymetini baba olunca daha iyi anlıyor. Kolumuz kanadımız adeta her şeyimiz.
CANIM BABACIÄžIM
Evimizin direÄŸisin
Gözümüzün bebeğisin
Sen bizimsin
Bizim canım babacığımız
Her gün her yerde,
Biz seni anıyoruz
Babasız her anımızı Öksüzlük sayıyoruz.
Akşamları sen gelince
Kapılırız hep sevince
Gündüz olur bize gece,
Bizim canım babacığımız
Koca bir daÄŸ gibi
İçimizde sevgilerimiz
Başardığımız işlerde
Yatıyor öğütlerin
Bizim canım babacığımız
BÄ°RÄ°CÄ°K OÄžLUN ZAFER
CANIM ANNECİĞİM
Dedemin ve Babaannem gelini olmuş Annem (Mübeccel BAŞARAN) var benim tertemiz kalbiyle, dost, düşman ayırmadan , herkes için dua eden, çalışmaktan yorulmayan, çocukları için canını veren,temizliği ruhuna işlemiş adeta yaşam tarzı olmuş dünya güzeli çok güzel canım annem var benim.
Solmayan gül ,sevgi dolu.bir çiçek,ay yüzlü güzel annem . Kelimelerle Anlatılamayan, Fedakarlık Ve Karşılıksız Sevgiyi Tarif Et Deselerdi bana Sadece Annem derdim. Kokusunu doyamadığım,seninle hep gurur duyduğum,çok özel çok kutsal ,cennet annem o pamuk yürekli annem. Beni besleyip büyüten ,ağladığımda ağlıyan ,güldüğümde gülen,hastalığımda benimle acı çeken benim güzel Annem.
Unutamadığım bir anımı anlatmak istiyorum;1998 yılının ağustos ayında köydeki fındık bahçesinde tırpanla temizlik yaparken aniden ter boşandım ve çok rahatsızlandım bir an bütün kuvvetim gitti can havliyle eve doğru gitmeye başladım evimin kapısına varınca anne anne diye seslenmemle birlikte annem can havliyle babamla birlikte beni odaya götürüp yatırdılar annem ağlayarak ne oldu oğlum diye anlımı ve saçlarımı okşamaya başladı bu arada kardeşime telefon edip Doktora Götürmesi için çağırdılar.Bahçeden geldiğim için ayaklarım çamur içindeydi Doktora Gideceğimden canım anam sıcak su hazırlayarak leğende ayaklarımı yıkadı 38 yaşında bir oğlunun ayaklarını yıkaması çok duygulandırdı bunu ancak canım annemin yapacağını,annemin ne kadar fedakar olduğunu o gün daha iyi anladım.Benim ahu bakışlı güzel annem,her an bizi düşünen kol açıp kanat geren ,ömrü bize veren biz gülünce sevinen bize ışık veren canım annem.
CANIM ANNEM
Yemeyip de yediren,
Giymeyip de giydiren,
Her an bizi düşünen
Canım annem, gül annem.
Kol açıp, kanat geren,
Ömrünü bize veren,
Biz gülünce sevinen
Canım annem, gül annem.
Ne dersen doğrudur dinlenir sözün
Başımın üstünde yerin var annem
Bir huzur bulurum senin yanında
Yanıma gelirsin tam zamanında
Gülerken ağlarken Her dar anında
Başımın üstünde yerin var annem
Sevgiler saygılar sana kalbimden
Adını düşünmem bir an dilinden
Ömrümü veririm gelse elimden
Başımın üstünde yerin var annem
Tel: 05304188366 BÄ°RÄ°CÄ°K OÄžLUN ZAFER
10.Ocak.2008 Okunma Sayýsý : 5012